SEVGİ DOLU BİR DÜNYA
Bir varmış, bir yokmuş… Uzak bir köyde, herkesin birbirine çok sevgiyle yaklaştığı, çok mutlu bir yer varmış. Bu köyde, her şeyin en güzel yanı, insanların birbirlerine karşı gösterdiği sevgiymiş.
Bir gün, köydeki küçük bir kız, adı Ela olan bir çocuk, annesiyle birlikte pazara gitmek üzere evden çıkmış. Yolda yürürken, Ela birden yerde yuvarlanmış bir kediyi fark etmiş. Kedinin bacakları kırılmış, acı içinde miyavlıyormuş.
Ela, kediyi hemen kucaklamış ve annesine, "Anne, bu kediyi iyileştirebilir miyiz?" diye sormuş. Annesi, "Tabii ki, Ela. Sevgiyle yaklaşarak ona yardımcı olabiliriz," demiş.
Ela, kediyi eve götürüp ona sıcak bir yuva yapmış, ona sevgiyle bakmış ve tedavi etmiş. Kedinin sağlığı hızla düzelmiş. Birkaç hafta sonra, kedicik tamamen iyileşmiş ve etrafta koşturmaya başlamış.
Ela, kediyi iyileştirdikçe, sevginin ne kadar güçlü olduğunu anlamış. Bir tek sevgiyle, hem kedinin hem de kendi kalbinin huzurlu olduğunu fark etmiş. Köydeki diğer çocuklar da, Ela’nın gösterdiği sevgiyi görüp, kedilere, kuşlara ve birbirlerine daha fazla sevgi göstermeye başlamışlar.
Ela'nın sevgi dolu davranışı, tüm köyde yayılarak büyük bir iyilik hareketine dönüşmüş. Artık herkes birbirine daha fazla yardımcı oluyor, sevgilerini paylaşarak daha mutlu oluyormuş.
Ve böylece, Ela’nın köyü her geçen gün daha da güzel, daha da sevgi dolu bir yer haline gelmiş.
Sevgiyle büyümek, her zaman en önemli şeymiş.
Öğrenilen Ders: Sevgi, her şeyin ilacı ve dünyayı güzelleştiren en güçlü duygudur. Birine sevgi göstermek, hem o kişiyi iyileştirir hem de seni mutlu eder.
SAYGI DOLU BİR ARKADAŞLIK
Bir varmış, bir yokmuş… Güzel bir köyde, Ela adında çok meraklı bir kız çocuğu yaşarmış. Ela, her zaman yeni şeyler öğrenmek istermiş. En çok da okuldaki öğretmeni, Bayan Zeynep’i çok sever, onun söylediklerini dikkatle dinlerdi. Ancak, Ela bazen sınıf arkadaşlarına saygı göstermeyi unutur, onlarla alay ederdi.
Bir gün, okulda yeni bir öğrenci gelmiş. Adı Mehmet’ti. Mehmet, çok sessiz ve utangaç bir çocuktu. İlk gün, sınıfta kimse ona çok fazla ilgi göstermedi. Ela da, yeni öğrenciyi fark etmeden oyun oynamaya başlamıştı. Ancak, bir süre sonra, Ela’nın yanına bir arkadaş gelerek "Ela, Mehmet’i biraz daha dikkatle tanımanı isterim. O çok iyi biri ve saygıyı gerçekten çok önemsiyor," dedi.
Ela, "Saygı mı? Ne demek o?" diye düşündü. O sırada öğretmen Bayan Zeynep, derste saygı hakkında konuşmaya başlamıştı. "Saygı, herkesin fikirlerine, duygularına ve haklarına değer vermek demektir. Saygılı olmak, başkalarını küçümsememek ve onlara nazikçe davranmaktır," demişti öğretmen.
Ela, "Demek ki, saygı böyle bir şey," diyerek yeni arkadaşına yaklaşmaya karar verdi. Ertesi gün, sınıfta herkes oyun oynarken, Ela Mehmet’i yanına davet etti. "Merhaba Mehmet! Bugün seninle oyun oynamak ister misin?" dedi. Mehmet utangaç bir şekilde başını salladı ve birlikte oyun oynamaya başladılar.
Ela, Mehmet’le oyun oynarken çok dikkatli davrandı. Onun fikrine saygı gösterdi ve oyun sırasında hep birlikte kararlar aldılar. "Bu fikir çok güzel, senin düşüncen de çok önemli," diyerek Mehmet’in söylediklerini önemseyip dinledi.
Bir süre sonra, sınıftaki diğer çocuklar da Ela'nın saygılı tavırlarını fark ettiler. Herkes birbirine daha nazik, daha dikkatli davranmaya başladı. Hatta öğretmen Bayan Zeynep de "Saygı, insanların kalplerini birbirine yaklaştırır," diyerek öğrencilerini kutladı.
Ela, saygının ne kadar önemli olduğunu anladığında, hem Mehmet'le daha iyi bir arkadaşlık kurmuş hem de sınıfındaki diğer arkadaşlarına daha saygılı davranmıştı.
Ve köydeki okul, saygı dolu bir yer haline geldi. Artık herkes birbirine değer veriyor, fikirlerine saygı gösteriyordu.
Öğrenilen Ders: Saygı, başkalarına değer vermek, onları dinlemek ve onların haklarına saygı göstermek demektir. Saygılı olmak, hem arkadaşlıkları güçlendirir hem de insanlar arasında huzurlu bir ortam yaratır.
BİRLİKTE BAŞARIYA ULAŞMAK
Bir varmış, bir yokmuş... Küçük bir kasabada, Yaman adında neşeli bir çocuk yaşarmış. Yaman, her zaman çok eğlenceli bir çocuktu, ama bazen sorumluluklarını yerine getirmekte zorlanırmış. Özellikle okulda verilen görevleri hep erteleyip, başkalarına yardım etmeyi unuturdu.
Bir gün öğretmenleri, Bayan Aylin, sınıfa bir görev verdi. "Bugün hep birlikte okul bahçesini temizleyeceğiz," dedi. "Herkes belirli bir alanı temizleyecek ve birlikte çok güzel bir iş çıkaracağız. Unutmayın, hepimizin sorumluluğu var!"
Yaman, "Ah, ben de en son sırada olan yeri alırım. O zaman fazla çalışmam gerekmez," diye düşündü ve biraz rahatladı. Diğer çocuklar, öğretmenin söylediklerine dikkatlice dinleyip planlarını yaparken, Yaman kendi kafasında başka şeyler düşünüyordu.
Görev günü geldiğinde, herkes belirlenen yerlerde çalışmaya başladı. Yaman, başkalarının yapacağı işler yüzünden kendi alanını çok ihmal etti. Toprağın üstündeki çöpü almadı, kırık taşları yerlerine yerleştirmedi. Birkaç saat sonra, Bayan Aylin gelip çalışmaları kontrol etti.
"Yaman," dedi öğretmeni, "Senin alanın burada biraz eksik görünüyor. Neden yardım etmedin?"
Yaman, utanç içinde başını eğdi ve "Aslında biraz geç başladım. Ama burada çok iş varmış. Diğerleri yardımcı olurlar, değil mi?" dedi.
Bayan Aylin gülümsedi ve "Herkesin sorumluluğu, kendi görevini tamamlamak ve başkalarına da yardımcı olmaktır. Birlikte çalışarak, daha güzel işler yapabiliriz. Ama senin görevin eksik kaldı, bu yüzden şimdi biraz daha çalışman gerekecek," dedi.
Yaman, öğretmeninin söylediklerini düşündü. Diğer öğrenciler çok çaba göstermişlerdi ve okul bahçesinin her köşesi çok güzel olmuştu. Fakat onun çalıştığı yer hala temizlenmemişti. Yaman, biraz üzülse de bir karar aldı: "Artık sorumluluğumu yerine getireceğim ve işlerimi zamanında yapacağım."
O günden sonra, Yaman sorumluluklarını yerine getirmeye başladı. Okul projelerinde hep daha dikkatli oldu, arkadaşlarına yardım etti ve okul bahçesini her zaman temiz tutmaya özen gösterdi.
Bir hafta sonra, öğretmen sınıfa geldi ve "Herkes çok güzel iş çıkardı. Bu haftaki bahçe temizliğimizde çok güzel bir ekip çalışması yaptık. Hepinizin sorumluluklarını yerine getirdiğini görmek çok güzel!" dedi.
Yaman, gülerek, "Evet, artık sorumluluklarımı çok daha ciddiye alıyorum. Çünkü hep birlikte başarıya ulaşmak çok daha güzel," dedi.
Öğrenilen Ders: Sorumluluk, yaptığımız işleri zamanında ve doğru şekilde yapmak, başkalarına yardım etmek ve takım çalışmasına katkıda bulunmaktır. Sorumluluk almak, hem kendimizi geliştirir hem de çevremizdekilerle birlikte güzel işler yapmamıza yardımcı olur.
Adres:
Arslanlı Mahallesi Akkuyu Sokak No195/1 Erdemli / MERSİN
Telefon
324 533 4146